Page 29 - Webbook_tur_01
P. 29
Bu ayak işlerini yapmaktan hoşlanmadığımı bir kez bile hissettiğimi sanmıyorum .
O zamanlar ailemizde babamın otoritesi mutlaktı .
Kimse babama hoşnutsuzlukla bakmaya , onun isteklerini reddetmeye ya da
İnsanın kendine meydan okuyamayacağı bir atmosferdi ,
Babam fırsat buldukça bize görgü kurallarını öğretirdi .
3 erkek ve 4 kızdan oluşan ailemde özellikle babam benimle dedem gibi ilgilenirdi . De
demin ardından ben de babamın sevgisini kendime yaşadım .
Ancak nedenini bilmiyorum ama babam sık sık anneme vururdu .
Bir gün eve girdiğimde annemin gözleri morarmış ve morarmıştı .
Annem ve babam bütün ailenin önünde kavga etseler babam anneme eliyle vururdu .
Böyle zamanlarda babamdan o kadar nefret ediyordum ki .
Ama işin tuhafı , ben etraftayken babam anneme hiç vurmazdı .
Yani annemle babam kavga ettiğinde ' çözümleyici' bendim .
Şimdi düşününce babamın bu yönünü bana göstermek istemediğini düşünüyorum .
Bu tür bir babadan gerçekten nefret ediyordum .
Hiçbir yeteneği olmayan , ara sıra annesini azarlayan , boş işler yapan ,
arkadaşlarını , komşularını kendisinden , ailesinden daha çok seven bir insandı .
Babam gibi yaşamayacağıma dair kendime defalarca söz verdim .
Dedem cömertti , işinde iyiydi , zengindi ve ailesine çok değer verirdi . öte yandan baba
m tüm hayatı boyunca hastalıkla yaşadıktan sonra vefat etti .
çok üzücü . Günümüzde akciğer hastalığı bir hastalık olarak bile ele alınmıyor
ama ne yazık ki o dönemde akciğer hastalığı, yakalanıldığında neredeyse insan
ları öldüren bir hastalık olarak kabul ediliyordu ( Akciğer tüberkülozu aşısı ancak 1
950'li yıllarda piyasaya sürülmüştü ) .
QR
29